Kumral Ada Mavi Tuna



       Tuna, Kuzguncuk'ta doğup büyüyen, ailesinin en küçük çocuğudur. Daima abisinin (Aras) gölgesinde kaldığını düşünür, fakat bunu kimseye belli etmez. Abisi akıllı, zeki, yetenekli ve çok yakışıklıydı; kendisi ise daima ondan eksiktir. Babası kendi halinde bir terzi, annesi ev hanımıdır. Annesinin hayatı büyük artistlerin hayranlıklarıyla geçmiştir. Birgün mahallelerine ünlü sinema oyuncuları Süreyya Mercan ve Pervin Gökay'ın taşınması ile tüm hayatları değişir. Bu çiftin küçük bir kızı vardır. Adı Ada. Tuna onunla küçük bir taş sayesinde tanışır ve o taşı ömrü boyunca yanında taşır. Ada, Tuna'ya göre çok güzel bir kızdır ve de çok çok kumraldır. O zamanki  yaşları Ada 7, Tuna 5. Tuna'nın Ada'ya olan aşkı o zamandan başlar ve bir ömür boyu sürer. Ada birgün Aras'la tanışır. İkiside aynı yaştadır. Ve üçü arkadaşlığa başlar. Hergünleri birlikte geçer. Ada Tuna'yı tıpkı kardeş gibi, müthiş bir sevgiyle sever. Aras'a hissettikleri ise bambaşkadır. Fakat Tuna'nın da Ada'ya olan zaafı herkez tarafından bilinmektedir. İşte böyle bir aşk üçgeninde birbirlerinden kopmadan uzun süre yaşamışlardır. Ada ve Aras 18 yaşına geldiklerinde üniversite sınavına girerler, sonuçların açıklanmasına 1 ay kalmıştır. Birakşam üstü dışarı çıkarlar. Sahilde dolaşmaya başlarlar. Tuna bir ara bunların ikisini kaybeder, tekrar bulduğunda ise onlar ağaçların altında ve kendi hallerindedirler. Ada'nın kedi gibi parlayan kumral gözlerinden kendini alamaz. Evlerine geri dönerken Aras, içindeki coşkunun verdiği heyecanla, tişörtünü çıkarıp Ada'ya verir ve denize balıklama atlar.Tam o sırada sert bir ses duyulur ve Aras bir daha geri gelmez. Ada uzun süre hastanede yatar. Tuna ve ailesi perişan olur. Babası bu acının üstünden bir süre sonra ölür. Bu olaydan 1 ay sonra üniversite sınav sonuçları açıklanır ve Aras tek tercihi olan Gemi Makinesi Mühendisliği'ni kazanır. Ada kendisini toplayamamaktadır. Yurt dışına uzun süreli geziler yapar. Fotoğrafçılık üzerine kendini geliştirir. Tuna'da bu arada Edebiyat Öğretmeni olur. Tuna Meriç'le (Ada'nın kuzeni) evlidir artık. Ada, Aras'ın hatırası nedeniyle asla Tuna'ya yaklaşamaz. Bir Salı sabahı telefon çalar. Meriç konuşur, sonrada Tuna'ya bir not yazıp evden çıkar. Bu notta yanına alması gereken şeyleri yazmiştır. Tuna buna bir anlam veremez. Bir müddet sonra kapı çalar. 2 asker Tuna'yı askere almak için gelmiştir çünkü seferberlik ilan edilmiştir. Tuna böyle bir şeyi uzun zamandır korku ve kuşkuyla hep bekliyordu. Hazırlandı ve o Salı sabahı evden çıktı. Ada'yı belki bir daha hiç göremeyeceğini düşündü. Orada çok zor günler geçirdi. Arkadaşları gözlerinin önünde vuruldu. O ise hep bunun, kendi aklının kendine oynadığı bir oyun, bir karabasan olduğunu düşündü. Uzun bir süre sonra seferberlik bitti. Bu savaş sırasında çoğu şeyin farkına vardı ve içindeki Ada'ya olan aşkı uzun yıllar nasıl saklı tuttuysa, şimdide öyle olacaklı. En çok sevdiği 3 kadına geri döndü:Annesine, Meriç'e ve Ada'ya... 
 
Bugün 5 ziyaretçi buradaydı!

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol